2 Ocak 2010 Cumartesi

twilight


Yeni yılın ilk günü(?)..Saat 15.15 te uyandım ve hava geçen seneden çok daha karanlıktı.Dün gece herkesin sigara içmek için (benimse asfalta daha yakın olabilmek için) çıktığı balkonda o an gerçekleştiğine kimseyi inandıramadığım ay tutulması yanlızca herzamankinden daha fazla parlayan Ay'ı karartmakla kalmadı..İstanbul'u da Gotham'a çevirdi..Akşamüzeri kahvaltı(!) için gittiğim Starbucks'ta gördüğüm,bana kaşları kalkık,alnı kırışık,olanca acımasıyla bakan pug cinsi köpeğin sırtındaki pembe giysi dışında bir renk göremedim bu gün hayata ve yeni yıla karşı.Bunun dışında değişen birşey yok.Ben yine ne gece olsun istiyorum ne gündüz...Yine Florance dinliyorum ve yine algıda seçiciyim..Koca albümde seçebildiğim kelimelermi?

"..no dawn,no day..i'm always in this twilight..in the shadow of your heart.."

"..i'm going out.i'm gonna drink myself to death.."

perişanım.

m

5 yorum:

yok dedi ki...

waw !!!!

gecelerin yargici dedi ki...

oh my!
maskara perişanım'a bomba gibi düştü...

yok dedi ki...

walla sorguçum, biz bu maskara ile yarışamayız, maskara etti resmen bizi. görsel olsun anlatım olsun.
herşeyiyle zengin bir post.

maskara dedi ki...

ah canlarım bu bişey değil.içimdeki karanlığı akıttıkça kendinizden geçecek,bloğu ateşe verip isli yüzleriniz ve biribirine dolanan adımlarınızla ağlayarak uzaklaşıcaksınız

tuzbuz dedi ki...

kim korkar hain kurttan ! ben burdayım, burda ! yüreğimin isi tüm zavallı insanlığı boğmaya yeter.